Evlerinin içi Osmanlı müzesi
SEVİNÇ ÖZARSLAN - 04.07.2009
Prof. Dr. Toni Sepeda ve Craig Manley, Türkiye sevdalısı Amerikalı bir çift. İtalya'da yaşıyorlar. 20 yıldır, 3 aylık yaz tatillerini İstanbul Şile'deki evlerinde geçiriyorlar.
Şile kıyılarının en güzel noktası Akçakese köyünde yaptıkları rengarenk çiçeklerle donatılmış, iki katlı, deniz manzaralı evlerinin içi sürprizlerle dolu. Çünkü burası Osmanlı müzesi gibi bir ev... İçinde Türk kültürüne ait objeler yer alıyor. Duvarlarda cami ve minare resimleri, padişah tuğraları çizili. Masalarda İznik çinili tabaklar, kupalar, seramikler var.
Toni Sepeda ve Craig Manley, Türkiye sevdalısı Amerikalı bir çift. Ama İtalya'da yaşıyorlar. Sanat tarihi profesörü olan Toni, Amerikan kökenli University of Maryland-University College'in İtalya'daki kampüsünde görevli. Craig ise dilbilimci, aynı zamanda ressam. 20 yıldır, 3 aylık yaz tatillerini İstanbul Şile'deki evlerinde geçiriyorlar. Mayıs başında gelip ağustosa kadar burada yaşamanın keyfini çıkarıyorlar. Şile kıyılarının en güzel noktası Akçakese köyünde yaptıkları rengarenk çiçeklerle donatılmış, iki katlı, deniz manzaralı, şirin mi şirin evleri onlar için çok değerli. Dışarıdan bakınca yazlık bir villa gibi görünen evin içi sürprizlerle dolu. Çünkü burası Osmanlı müzesi gibi bir ev... İçi kültürümüze ait objelerle dolu. Mutfaktan banyoya, yatak odasından balkona kadar bize dair ne varsa görmek mümkün. Duvarlarda cami ve minare resimleri, İznik çinili tabaklar, kupalar, seramikler, Safranbolu evlerinin dolapları, Osmanlı padişahlarının tuğraları...
Duyunca insanı heyecanlandıran, görünce kendine hayran bırakan bu müze evi ziyaret etmek için salı günü Amerikalı çiftin kapısını çaldık. Evlerinin yolunu bulmakta zorlanacağımızı düşündükleri için bizi Şile'ye 3 kilometre uzaklıktaki Işık Üniversitesi'nin kampüsünün önünde karşıladılar. İtalyan plakalı arabalarını takip edip saat 10.30 civarında evlerine vardık. Kapı zilinin yanındaki İznik çinisinden yapılan ve 'Allah' yazan seramik tabak hemen dikkat çekiyor. Bakırdan bir 'hilal'in bulunduğu evin kapısını Toni açıyor.
İki katlı villaya adım atar atmaz ikinci kata çıkan merdivenin solunda, Sultanahmet manzarasının yer aldığı büyük bir duvar resmiyle karşılaşıyoruz. Craig'in fırçasından çıkan resim, etkileyici görünüyor. Hemen üstüne Osmanlı padişahlarının tuğraları işlenmiş. Toni ve Craig, hat sanatına, cami kubbelerine ve minarelerin mimarisine hayran. Türkiye'de kaldıkları süre içerisinde camileri gezip kubbe ve minareleri fotoğraflıyorlar. Craig, bu hayranlığını hat öğrenmeye kadar götürmüş. Geçmişten günümüze uzanan çizgideki eserleri inceleyerek kendi kendine bu sanatı öğrenmiş. Bir hattat kadar belki iyi değil çalışmaları, ama çabası dikkate değer.
Evin ikinci katı; büyük bir salon, mutfak, banyo ve uzun bir balkondan oluşuyor. Mutfak salona açılıyor. Salonda ve mutfakta birer masa var. Salondaki mobilya namına üçüncü parça; kitaplık... Evde elektronik mutfak eşyaları dışında yeni ve teknolojik bir şey yok. Televizyonu bilerek almamış, internet bağlatmamışlar. Cep telefonu onlara yetiyor. Yaz tatillerini dünyadan bihaber geçirmek gibi bir felsefeleri var.
Mutfağa orijinal Safranbolu evlerinin dolapları monte edilmiş. İçindeki kupaların çoğu İznik çinilerinden. Craig, bardaklara Esmaü'l Hüsna'yı yazmış. Mutfağı incelerken insanı hayrete düşüren bir ayrıntı görüyoruz. Craig, fırının yaslandığı duvarın kenarına 'besmele'yi yazmış. Yemek yemeden ya da yemek yapmaya başlamadan önce besmele çekmenin İslam'da büyük bir önem taşıdığını belki bilmiyorlar; ama bunlar, ülkemize duydukları sevginin yansımaları... Besmeleye evin diğer duvarlarında da rastlıyoruz. Mutfak tezgâhının üzerinde Osmanlı'da yağdanlık olarak kullanılan musluklu, büyük bir cam kavanoz duruyor. Toni, temizlemesi zor olduğu için şimdi içine su doldurduklarını söylüyor.
Kitaplıkta, darbukayla ilgili yayınlar dikkatimizi çekiyor. Bay Manley, "Darbukayı çok seviyorum ve Taksim Tünel'deki bir hocadan darbuka dersleri alıyorum." diye açıklıyor bu merakını. Banyonun tasarımı tahmin edeceğiniz gibi hamam şeklinde. Musluk başı ve kurna da orijinal. Üst katı dolaştıktan sonra balkonda bize çay ikramını ihmal etmiyorlar. Craig, balkondaki yeşil renkli kanepeyi mihraptan ilham alarak tasarlamış ve kendi elleriyle işçiliğini yapmış. Toni, heyecanla eşinin marangozluk işlerinden de anladığını anlatıyor. Nostaljik Venedik kanallarında yüzen fantastik gondollardan birini meğer Craig yapmış. 13 metre uzunluğundaki gondolu bitirmek için 8 ay boyunca uğraşan Craig, gondolun hâlâ yolcu taşıdığını söylüyor. Üst katı gezdikten sonra bir yatak ve misafir odasından oluşan alt kata iniyoruz. Odalara girmek için geçtiğimiz küçük holün duvarlarında da yine cami ve minare resimleri var. Yatak odasına baza değil, padişahlarınki gibi yüksek ve küçük olarak hazırlanmış bir yatak konulmuş. Beyaz renkli yatak örtüsüne siyah bir desen çizmiş Craig. Perdeler nakışlı, bazıları dantel ve iğne oyalı olanlardan seçilmiş. s.ozarslan@zaman.com.tr
1 | 2 | Sonraki sayfa »
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder