25 Mart 2009 Çarşamba

şilenin tarihi

1inci dünya savaşı sonunda mondros mütarekesine göre şilede bogazlar bölgesi sayılmış ve 16 mart 1920 de misak.ı milli nin ilanı üzerine istanbul ile beraber ingilizler tarafından işgal edilmişdir o güne kadar türklerden kardeşlik ve dostluk gören rum halkı ingilizlerden güç alarak şile ve cevresini yunanistana ilhak etmek istemişlerdir bir rum polis subayı olan kacaros yunanistandan aldıgı emirle 250 kişilik birlikle osmanlı jandarma birligini dagıtmıştır şilede cesareti ile tanınan kamber aga isminde bir türk yönetimi eline almışsa bile asayişi saglayamamıştır yunan ordusundan kacıp yeniköyde saklanan askerlerle birlik olan rum halkı 25 30 kişilik ceteler kurmuşlardır bunlardan başlıcaları kanarin.delyani.deli ariste terzi dimitri yazıcı aşisti ceteleriydi bu ceteler türkleri bacaklarından agaclara asıp yakmışlar kadın cocuk demeden insanları işkence ile öldürmüşlerdir şiledeki bu durumu ögrenen beyoglu jandarma komutanı rıfat bey gizlice bir örgüt kurarak başına yüzbaşı yusuf beyi geçirmişdir yusuf bey cevre halkınında destegi ile kacarusu 1921yılında deniz yoluyla istanbula kacırmıştır bundan sonra şilenin yönetimini yusuf bey ele almıştır türk jandarmasının bulunmadıgı yerlerde savunmasız köylere yapılan baskınlar işkenceler dumlu pınar zaferine kadar devam etmiştir
cektigi işkenceleri unutmayan türk halkı silahlanmış ve bizans artıgı rumları köy ve kasabalardan kovmuşlardır yenildiklerini anlayan zalimler giderayak köyleri ateşe vermişlerdir 3 kolordu birliklerinden bir suvari tümeni 7 ekim 1922de şileyi ingilizlerden resmen alarak ankarayı türk devleti topraklarına katmışlardır evliya celebide 1640 yılında şileye gelmiş ve baglı bahceli kiremitli evlerini iskele başında minareli bir cami oldugunu seyahat namesinde yazmıştır evliya celebi kum baba sahilinden bahsederek buranın bizans döneminde güneş hamamı olarak kullanıldıgını isminide 4 asır önce asıl ismi bilinmeyen ve yedi kardeşden biri olan kumbaba isimli bir türkün verdigini yazmış bu kişi yıllarca mısırda kalarak babillilerin ve eski mısırlıların kum tedavilerini araştırmış istanbula dönüncede en uygun tedavi bölgesi olarakda şileyi seçmiş kabride aynı yerdedir cok eski bir tarihe sahip olan şilede bizans devrinden kalma bir kaç kale vardır biride ocaklı ada denilen adanın üzerindedir bu adanın içinde kaleye gecilen bir gizli geçittende bahsedilmekdedir .

Hiç yorum yok: